"16.08.2003"

 

"Zenginlik kalkınmanın enerjisidir.Bu enerjinin Devlet’in, şirketlerin veya şahısların elinde
olması,milli varlığı değiştirmez;ama iyi kullananların elinde olması,çok şeyi değiştirir.
İlhan ÇENESİZ 

 

ORMAN VASFINI KAYBETMİŞ ARAZİLER VE KONUTLARDA DEPREME KARŞI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER İÇİN KAYNAK

15 Ağustos 2003 günü Sayın Cumhurbaşkanımız orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışı ile ilgili yasayı veto etti. Bu tartışılması çok yönlü bir olaydır:
Biz bakış açımızı sergilemeden önce, bazı noktaları açıklayalım :
1- Değil; orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışını, ormanların da özelleştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Gelişmiş ülkelerde Devlete ait ormanların yok denecek kadar azaldığını duyuyoruz.
Çünkü ormancılık bazılarının sandığı gibi sadece; yeşillik,güzel manzara değildir. Önemli gelir kaynağı olması gereken işletmeciliktir. İşletmeciliği yaparken orman güzelliği bozulmaması şarttır. Bu zenginliği çok iyi kullanan Danimarka ve İskandinav ülkelerini örnek alabiliriz.
İş hayatımın ilk on iki yılında, kereste üretimi ve ticareti ile uğraştım. Devlet işletmeciliğinde ki verimsizlik, bu konuda da hat safhadadır.
Önce tomrukların hazırlanması; istiflenmesi, satışa sunulması; uzun zaman almakta, tomruklar müşteriye ulaşıncaya kadar, güneş altında çatlayıp, kalite kaybına uğramaktadır.
Hazırlama safhasında budaksız ağaçların kolay yarılıyor diye oduna, budaklıların keresteye ayrıldığına şahit oldum.
İkinci sınıf olarak alıp; bir dostumuza sattığımız bir metre küpe yakın, kocaman tomruğun; içinin tamamen kof çıkıp, atölyemizin biçme işlemi sırasında, tozdan göz gözü görmez hale geldiğini görmüş; arkadaşımıza mahçup olmuşuzdur. Yani Devlet, bu işletmeciliği becerememektedir.
1332-1406 yılları arasında yaşamış olan İbn Haldun, Dünyanın ilk toplum bilimcisi ve gelmiş,geçmiş toplum bilimcilerinin hocası sayılmaktadır.Devletin işletmecilik yapmaması gerektiğini,kadrolara yandaşların doluşmasından dolayı gereksiz şişkinlikler olacağını,bununda verimsizlikleri doğuracağını anlatmaktadır.
Son yirmi yılda, ithal tomruklar gelmeye başlayınca; durum bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır. Odun olacak malzemeleri,bize kereste diye satmışlar;ömrümüzü törpülemişler.
Hemen söyleyelim, orman işletmeciliğinin, ormanı mahvederek değil, ormanları ihya ederek mümkün olduğuna inananlardanız.
2- Devletimiz borç içindedir.
İsrafı önleme zorunluğu kesindir,ama borçtan kurtulmaya yetmez.Kaynak yaratmak gerekir. Kaynak olabilecek değerlerin tamamını,en kısa zamanda paraya çevirmek gerekmektedir.
Yirmi beş milyar dolar getireceğine inanılan bu kaynağı, engellemek, hatta geciktirmek, ülkemize iyilik değildir.
Ancak; bu veto şans olarakta düşünülebilir:
Ülkemizin borç riskinden kurtulması önemlidir ama; deprem riskinden kurtulması ZORUNLUDUR. O zaman elde edilecek kaynağın ilk beş milyar dolarlık kısmının, deprem konusunu düzenlemede kullanılması şartı getirilmeli; yıkılma riski olan binaları yenilemede, güçlendirilmesi gereken binaları güçlendirmede kullanılmalıdır.
Bir kısmı hibe, bir kısmı da ucuz kredi olarak düşünülebilir. Bu olay inşaat sektörüne hız getirir ve canlanmaya başlamış olan piyasada da güzel oluşumlar başlar.
Ayrıca bir gün başımıza binamız yıkılıp, altında kalır mıyız ?..Sakat kalır mıyız ?..
Ölür müyüz ?... endişesi içinde yaşayan insanlarımız stresten kurtulur.



                                                            En güzel günler sizlerin olsun /  İlhan ÇENESİZ

 

 

All rights reserved. Her hakkı saklıdır. Copyright © 2004-2005