10 Kasım 2003 günü yüce Atatürk’ün ölüm yıl
dönümü olgunluk içinde kutlandı. Yüce Atamıza Allah’tan rahmet
dileyerek, ileri görüşlüğünün tartışılmaz belgesini sunuyorum.
‘Bugün Sovyetler Birliği
dostumuzdur,komşumuzdur,müttefikimizdir. Bu dostluğa
ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını bu günden kimse
kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan
gibi parçalanabilir. Bu gün elinde sımsıkı tuttuğu milletler
avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni dengeye ulaşabilir. İşte
o zaman Türkiye ne yapabileceğini bilmelidir.’
Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir
kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız.
Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak
lazım. Milletler buna nasıl hazırlanır ?..
Manevi köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür, inanç bir
köprüdür. Tarih bir köprüdür
köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde
bütünleşmeliyiz. Onların (dış Türkler’in) bize yakınlaşmasını
bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli. Mustafa Kemal
ATATÜRK 29 Ekim 1933
1990 yılında yaşanacakların 57 yıl önce görülüşü !...
Yukarda ‘ İnanç bir köprüdür ’ sözcüklerinin altını çizdim.
Yüce Atatürk yurt dışında olabilecek birliktelik için inancı
köprü olarak düşünürken günümüzün Atatürk’çüleri ile
türbancıları tozu dumana katıyorlar.
Taraflardan çözüm üretmelerini, çözüm bulunamıyorsa rahmetli
İsmet İnönü’nün zamana bırak kuralını uygulayıp; ortamı
gerdirmemelerini rica ediyorum.
Türbandan yana olmak veya türbana karşı olmak; kimseye iş-aş
vermez
Ülkemizin aşa-işe çok ihtiyacı var. Bu konuda son günlerde
oldukça iyi ivme kazanılmış durumda. Kimseye faydası olmayan
tartışmalarla kazanılmış olan bu ivmeyi daha ileri götürmek
yerine, ortamı gerip ziyan edenler olursa, vebalden
kurtulamayacaklardır.
Milletçe yaşadığımız büyük krizi unutacak kadar zaman geçmedi.
Yakın geçmişte Sayın Cumhurbaşkanının zamanın başbakanı Ecevit
ile anayasa atamak tartışması dolmuş olan bardağı taşıran
damla oldu, faizler inanılmayacak rakamlara çıktı. Ekonomi
büyük kriz yaşadı. Bunun ne demek olduğunu maaşlıların, özel
iş sahipleri gibi olmaları mümkün değil. Çünkü maaşlar
değişmedi, maaşını alamayan almadı ama özel sektörden
dükkanını, fabrikasını kapatıp, işçisi işsiz kalan kendisi
iflas edenler büyük sayılara ulaştı. Turhal’da bile krizin ne
olduğu anlaşılamadan atlatıldı. Çünkü İlçemizde yaşayanların
çoğunluğu emekli ve devlet sektöründe çalışanlardan oluşuyor
az olan özel sektör kuruluşları da köklü, sağlam kuruluşlar
olduğundan, krizden az etkilendi.
Türban ve benzeri inatlaşmaları gördükçe zor günlere tekrar
dönmekten korkuyorum. Anlamsız inatlaşmaları bırakıp, işe,
üretime bakılması gerekiyor
Kavganın olduğu yerde bereket olmaz Yüce Atatürk :’’ yurtta
sulh, cihanda sulh ‘’ kuralını koymuş ?
Ayrıca ‘’köylü millet efendisidir’’ diyerek ; üretimin
önemini, kendinden başka efendi olmadığını sananlara, başka
efendilerinde olduğunu kesin bir şekilde anlatmış.
Ben Ata’ya hem hayranım, hem de minnettarım
Allah rahmet eylesin
En güzel günler sizlerin olsun / İlhan ÇENESİZ
|