14.11.2003

 

"Yurtta sulh cihanda sulh"

 

Atatürk, Sovyetler’in Dağılışı ve Türban Krizi

 

10 Kasım 2003 günü yüce Atatürk’ün ölüm yıl dönümü olgunluk içinde kutlandı. Yüce Atamıza Allah’tan rahmet dileyerek, ileri görüşlüğünün tartışılmaz belgesini sunuyorum.
‘Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur,komşumuzdur,müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını bu günden kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir. Bu gün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapabileceğini bilmelidir.’
Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazım. Milletler buna nasıl hazırlanır ?..
Manevi köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür. Tarih bir köprüdür
köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların (dış Türkler’in) bize yakınlaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli. Mustafa Kemal ATATÜRK 29 Ekim 1933
1990 yılında yaşanacakların 57 yıl önce görülüşü !...
Yukarda ‘ İnanç bir köprüdür ’ sözcüklerinin altını çizdim.
Yüce Atatürk yurt dışında olabilecek birliktelik için inancı köprü olarak düşünürken günümüzün Atatürk’çüleri ile türbancıları tozu dumana katıyorlar.
Taraflardan çözüm üretmelerini, çözüm bulunamıyorsa rahmetli İsmet İnönü’nün zamana bırak kuralını uygulayıp; ortamı gerdirmemelerini rica ediyorum.
Türbandan yana olmak veya türbana karşı olmak; kimseye iş-aş vermez
Ülkemizin aşa-işe çok ihtiyacı var. Bu konuda son günlerde oldukça iyi ivme kazanılmış durumda. Kimseye faydası olmayan tartışmalarla kazanılmış olan bu ivmeyi daha ileri götürmek yerine, ortamı gerip ziyan edenler olursa, vebalden kurtulamayacaklardır.
Milletçe yaşadığımız büyük krizi unutacak kadar zaman geçmedi. Yakın geçmişte Sayın Cumhurbaşkanının zamanın başbakanı Ecevit ile anayasa atamak tartışması dolmuş olan bardağı taşıran damla oldu, faizler inanılmayacak rakamlara çıktı. Ekonomi büyük kriz yaşadı. Bunun ne demek olduğunu maaşlıların, özel iş sahipleri gibi olmaları mümkün değil. Çünkü maaşlar değişmedi, maaşını alamayan almadı ama özel sektörden dükkanını, fabrikasını kapatıp, işçisi işsiz kalan kendisi iflas edenler büyük sayılara ulaştı. Turhal’da bile krizin ne olduğu anlaşılamadan atlatıldı. Çünkü İlçemizde yaşayanların çoğunluğu emekli ve devlet sektöründe çalışanlardan oluşuyor az olan özel sektör kuruluşları da köklü, sağlam kuruluşlar olduğundan, krizden az etkilendi.
Türban ve benzeri inatlaşmaları gördükçe zor günlere tekrar dönmekten korkuyorum. Anlamsız inatlaşmaları bırakıp, işe, üretime bakılması gerekiyor
Kavganın olduğu yerde bereket olmaz Yüce Atatürk :’’ yurtta sulh, cihanda sulh ‘’ kuralını koymuş ?
Ayrıca ‘’köylü millet efendisidir’’ diyerek ; üretimin önemini, kendinden başka efendi olmadığını sananlara, başka efendilerinde olduğunu kesin bir şekilde anlatmış.
Ben Ata’ya hem hayranım, hem de minnettarım
Allah rahmet eylesin

 

En güzel günler sizlerin olsun /  İlhan ÇENESİZ

 

All rights reserved. Her hakkı saklıdır. Copyright © 2004-2005