Yazıma başlık yaptığım sözcükler, rahmetli
Necip Fazıl KISAKÜREK’e ait. Yüce kitabımız Kur an da sık sık
geçen <<salih Amel>> (yararlı işler) kavramını bana göre
çarpıcı şekilde dile getirdiği için başlık yaptım.
<<Salih amel>> bir çoklarının sandığı gibi sadece ibadet
olmayıp insanların birbirine, millete,devlete verdiği hizmet
ve faydadır
Hiç kimseye ‘’odun’’luk yakıştırmak gibi, huyum olmadığı gibi,
haddimde değil
3 Kasım seçimleri bir yaşını tamamladı. Ak partinin iktidarı
yılını tamamlamadı. Zira iktidar olma olayı, Sayın Recep
Tayyip ERDOĞAN’ın Başbakan olması ile başlamıştır.
Yaşını doldurmasına epey zaman var
Bu kısa zaman’a rağmen, ekonomik yönden beklenenin üstüne
gelinmiş, yurt dışından görünüşümüzde olumlu bir tablo ortaya
çıkmıştır.
6 Kasım 2003 tarihli gazeteler << ilerleme raporunda AB’den
müzakere sinyali bekleyen Türkiye, bu kez de Kıbrıs engeliyle
frenlendi. Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün, Türkiye’nin AB üyeliği
önünde engel olduğu ifade edildi.>> gibi başlıklar attılar.
Raporda başka eksiklerimizin de olduğu anlatılıyor.
Beklenmeyen şeyler değil bunlar, hükümet eksiklerin
tamamlanacağını söylüyor.
Sevinilecek taraf, raporda, Türkiye için şimdiye kadar
yapılmayan övgülerin olmasıdır.
Buna rağmen önümüzdeki günlerde basınımızın, bazı keskin
kalemlerinin; rengarenk inciler döktüreceklerini tahmin
ediyorum.Sizleri bilmem ama, bunlar beni epey oyuna getirdiler
:
Öğrencileri kıyma yaptılar diye beyinleri yıkayıp, 27 mayıs
1960 ihtilalini, bir çok kimseye olduğu gibi, bana da
alkışlattılar.
AK partinin iktidara gelişinin ilk günlerinde: irtica
hortlayacak, Devlet idaresi kasım paşa kabadayılığına
benzemez, İstanbul Belediyesinde malı götürdüler, şimdi de
Devleti soyacaklar çocuk bakan babacan Amerika’da at pazarlığı
yaptı !.. gibi moral bozucu ifadeleri duyduk ve okuduk.
Bu olumsuzluklara rağmen gelinen nokta çok güzel : Avrupa
birliğine giriş hayal olmaktan çıkıp, gerçeğe dönüşeceğe
benziyor. Enflasyon ilk defa hedeflenenin altında, büyüme hızı
da hedeflenenin üstünde gerçekleşiyor. İhracat tavana vuruyor.
Bu güzellikleri; türban, davetiye krizi gibi detaylarla
uğraşarak, vakit öldürmezsek çok daha yukarılara
taşıyabiliriz.
Türkiye’yi yüce Atatürk’ün gösterdiği, << Muasır medeniyet
seviyesinin >> ana kolu olan sanayileşme ve güçlü ekonomiye;
Atatürkçü olmadığı iddia edilen kadrolar taşıyor. Çok
ilginç!..
Ve böyle bir yazıyı; sol görüşlü rahmetli Şefik Deveci’nin 52
yıl önce kurduğu gazete de, yetmişli yıllarda, seçim
meydanlarında << umudumuz Ecevit >> diye nutuklar atan İlhan
Çenesiz yazıyor.
Her şey ne kadar çabuk değişmiş ?...
Cumhuriyet,kuruluşundan sonra, uzun
yıllar irtica ile mücadele etmiş, mücadeleyi eğitim
seferberliği ile kazanmıştır. Artık Türkiye’nin şeriatla idare
edilmesini isteyenlerin sayısı deniz de damla gibidir.
Hasan Mezarcı, Şevki Yılmaz, Hasan Hüseyin Ceylan gibi
olumsuz, Atatürk düşmanı tiplerle bağını koparmış, çalışkan
insanlara rahat hükmetme imkanı tanımak ülke yararınadır.
İrticacı sıfatı yakıştırılmak isteyenler Avrupa kapılarını
zorluyor. Değişimi görmeyip, otuz sene önceki söylemleri bu
güne taşımak vakit öldürmek ve gerginlik yaratmaktan başka işe
yaramıyor.
En güzel günler sizlerin olsun / İlhan ÇENESİZ
|